14 Ağustos 2012 Salı

Gelecek, Güzel Gelecek



     Gecenin sırrı ile irkildiğim vakitler geçiyorum evimdeki cam masanın başına... Tütsü, mumlar,kandil ve şehrin evime yansıyan ışıkları eşlik ediyor bana.  Ama yıldızlar yok, sanırım halen bizi cezalandırıyorlar.  Şehre, pisliklerini örtmek için renkli ışıklarla makyaj yaptığımız için göstermiyorlar kendilerini...  Kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmayı akıl ettiğimizde bile çoğumuz idrak edemiyoruz yıldızların yokluğunu. Daha doğrusu, bakıyoruz ama göremiyoruz. Neden bu kadar onlar üzerinde durduğuma gelince; dilek tutmak için kaldırdım ben bu gece başımı gökyüzüne ama yoklardı. Gerisi ise hayal kırıklığı işte...

     Yine boğulduğum akşamlardan birisini yaşıyorum. Şuan kendimi kandıramıyorum mesela, hatta ilk defa iç sesimi bastıramıyorum. Bugüne kadar zamanın bana iyi geldiğini söyleyip avunup durduğum ancak zamanın kapattığına inandığım yaramın kabuk altında büyüdüğünü bugün fark ediyorum. Kanamak için gün sayıyormuş ve gideceğim günü bekliyormuş meğer.  Bunları yaşarken yine yeni yeniden onun adını sayıklayarak yaşıyor olmamı nasıl tanımlayacağımı inanın  bilmiyorum.  Tüm bunlar yetmezmiş gibi onu kendi içimden atabilmek için gittiğim, kaçtığım hatta günah işlediğim şeylerden dolayı bugün ilk defa pişmanlık duyuyorum. Vicdanımı dinlerken; bana sadece rüya gibi gelen durumları yaşamamam gerekiyordu belki ama yaşandı bir kaç kere, olan oldu diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum...

     Evet, belki bundan sonrasın da onunla aramızda hiç bir şey olmayacak zaten olsa da buna izin vermeyeceğim. Ben yine bu yazdıklarımla kalacağım ama şu an sesini duymaya o kadar çok ihtiyacım var ki.. Uzun uzun sohbetlerimizi, dertleşmelerimizi ama daha çok onu dinlemeyi özledim. Oraya gittiğimde keşke uzaktan da olsa görebilsem. Hatta o da beni görsen ama konuşmasak sadece baksak birbirimize. Merak ediyorum o zaman karşımda kimi göreceğimi, sonrasında aklımda nasıl bir adamın kalacağını?  Aslında en çok da ondan sonra kendimi merak ediyorum. Tüm bu buhranları yeniden yaşayacak mıyım yoksa uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı gördükten sonra nasıl oluyorsam, öyle mi olacağım? Geldim, gördüm ve geçti mi diyeceğim?

     Birde bu gece, en çok  Tanrı ile başbaşa kalıp, dua ederken akan gözyaşlarımla beraber aylar sonra ağzımdan onun adının dökülmesine şaşırdım. En yalansız ve en kimsesiz halimde Tanrı'dan onun iyi ve mutlu olmasını diledim.  Bu ona çok kırılamama rağmen onu affettiğimi mi gösteriyor yoksa zaafımı mı inanın bende bilmiyorum.

       Nasıl bir kaosun içinde yüzdüğümü ve nasıl bir buhranla yaşadığımı da bilmiyorum ama bir yandan bitmesin isterken, bir yandan geçecek diye umut ediyorum... Herşey geçecek ve gelecek, güzel gelecek ya onunla ya onsuz... İnanıyorum ve bekliyorum...